23 Eylül 2011 Cuma
Biga’ya Kafkas Göçleri Ve Çerkes, Kumuk, Çeçen Köyleri’nin Kuruluşu (1864)
Biga’ya Kafkas Göçleri Ve Çerkes, Kumuk, Çeçen Köyleri’nin Kuruluşu (1864)
Kaynak: Engin Gürsu, Biga-Pegai, 18-09-2001, Biga Doğuş Gazetecilik, Matbaacılık, Yayıncılık Ltd. Şti.
1864 yılına kadar bölgedeki halklar ile Ruslar arasında süren savaş Rusların galibiyeti ile sonuçlanınca, bu halklar (Abhaz, Abazin, VVubıh, Adige, Çeçen, Dağıstanlı) göçe zorlanmışlardır. Müslüman olmalarından dolayı da, Osmanlı ülkesine göçmüşlerdir.
Osmanlı İmparatorluğu da bu zor durumundan kurtulmak için bu halkları Balkanlara, Anadolu' nun iç kısımına ve Suriye, Ürdün hattına yerleştirmiştir. Ancak bu göçte de tüm göçlerde olduğu gibi ilginç ve acı sahneler yaşanır: -Trabzon' a ulaşanlardan 18 bin geç askere alındı, s. 133
-Köstence'ye inenlerin hepsi asker oldu. s. 133
-Çukurova' ya yerleştirilen 74 bin Çerkeş'ten geride 4 bin kişi kaldı. Diğerleri sıtmadan öldü. s. 137
-Kafkasya'nın Karadeniz limanlarında, göç için 6 ay vapur bekleyenler vardı. Bir kısmı bu bekleme sırasında açlıktan ve hastalıktan ölüyordu. Sürgün göçü sırasında ölüm oranı % 50 idi. (1864-66). s. 159 (Çerkeş sürgünü: Nihat Berzeg.)
- Çerkesler Türkiye'ye gitmek için acele ediyorlardı. Türkiye'den gelen gemiler ise o kadar çok, deyim yerindeyse tepeleme yükleniyordu. Normal zamanda 50-60 kişi alan güverteyi 300 veya 400 kişi dolduruyordu. Çerkeslerin yanlarına aldıkları yiyecek, birkaç avuç darı ile birkaç küçük fıçı sudan ibaretti. Açık denizde yolculuk bazen 5- 6 gün sürüyordu.
Denizde hava bozulduğunda fazla yüklenmiş tekneler, denizde tutunamıyor ve batıyordu. Normal yüklenmiş tekneler ise dalgalardan o kadar sallanıyordu ki zavallı yolcular üst üste yığılıyor ve birbirlerini eziyorlardı. Rüzgar olmadığında gemiler yol alamıyor, o zaman da açlıktan ölüm ile yüz yüze kalıyorlardı, s. 77-78
- Ambardaki sıkışıklıktan dolayı ezilerek ölen iki kadın ve bir bebeği denize atmak zorunda kaldık. Üçüncü gün iki adam ve bir kadın daha öldü. Dördüncü gün onbeş kişi öldü. s. 82
- Trabzon yakınlarındaki Akçakale'ye çıktığımızda, ilk göçmenlerin kışın başında buraya geldiklerini, sayllarının 12 bin olduğunu ve hemen hepsinin salgın hastalıktan ölmüş olduğunu öğrendik, s. 84
Osmanlı imparatorluğu'nda Çerkesler, Kırım Savaşı'ndan sonraki yıllarda sık sık bahsedilen bir konuydu. Kafkaslar Rus istilasına uğradıkça, buralardaki Müslüman ahali Osmanlı İmparatorluğu'na kitleler halinde göçe başlamışlardı. Bilhassa 1863/64 kışında güneybatı Kafkasya'da Dağlıların direnişleri kırılınca, yüzbinlerce Kafkas göçmeni Osmanlı limanlarını duldurmuştu. İngiltere'nin İstanbul Büyükelçisi Sir H. Bulwer, Dışişleri Bakanı Earl Russel'e yazdığı 3 mayıs 1864 tarihli raporunda "Çerkezistan gitti; kurtarılacak artık Çerkesler kaldı" (İn short, Circassia is gone; what yet remains to save is the Circassians) demektedir. (Bk. Paper Respecting the settlement of Circassians Emigrants in Turkey, Accounts and Papers, 1864, LXXXI. pp. 579-591.)
- Anadolu kıyılarına gelenlerin sayısı 60 bine ulaşmıştı. Sadece Akçakale'de 15 bin göçmen vardı. Hiç yiyecekleri yoktu ve Osmanlı HCıkümeti'nin sağladığı yardımı saymazsak, hemen hemen hiçbirşey yemeden yaşıyarlardı. Verilen ekmek, ihtiyacın ancak yarısını karşılıyordu, s. 85-86
- Akçakale'de o kadar çok ölen vardı ki ağıtlar dayanılmaz boyutlara ulaşıyordu, s.87
(Çerkezistan Bağımsızlık Savaşı: A. Fonvill.)
Rus istilasından kaçan bu insanların bir kısmı Anadolu'ya, çoğu ise Rumeli'ye, Tuna boylarına iskan edilir. Kafkas göçmenlerinin Rumeli'ye, yerleştirilmeleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlarda Hıristiyan unsura karşı Türk-Müslüman unsurunu kuvvetlendirme politikası güttüğü şeklinde yorumlanır ve tenkitlere uğrar.
1883 yılında, Biga Sancağı'na ait bazı çiftliklerde gerekli tahkikat yapılarak, buralara göçmen yerleştirilmesine karar verilir. Ancak yerli halkla çıkan anlaşmazlık dolayısıyla Rüsdem Efendi görevlendirilmiştir. Göçmenler için "Teşvikiye", "Osmaniye" ve "Tevfikiye" adlı üç köy kurulmuş, aynı yıl Kafkasya'dan göç eden halk buralara yerleştirilmiştir.
Çerkesler Kuzey Kafkasya'nın yerli halkıdır.
Bu ad Grek'ler tarafından verilmiştir. Kendi dillerinde "Adige" denir. Türkiye'de ise Kuzey Kafkasya'dan göç etmiş halkların tümüne Çerkeş denmiştir. Bu halkların çoğunluğunu Adigeler oluşturmaktadır.
Bu göçler sayesinde, Biga’da Adige (Çerkes), Kumuk ve Çeçen köyleri kurulmuştur. Bu konuyla ilgili Prof.Dr. Kemal Gözler’in çalışmasından alıntıyı sizlere aktarıyoruz.
Çerkes Köyleri
Kaynak: Prof.Dr.Kemal GÖZLER, Biga’da doksanüç muhaciri köylerin kuruluşu, Yeniçiftlik Örneği
Yerli olmayan köyler arasındaki üçüncü büyük grubu Çerkez köyleri oluşturmaktadır. Biga’da toplam 12 Çerkez köyü vardır. Bunlar Aşağıdemirci, Bahçeli (İhsaniye), Bakacak (İpkaiye), Cihadiye (Buzalık), Dereköy (Şevketiye), Emirorman (İhvaniye), Hacıköy (Maksudiye), İdriskoru (Tevfikiye), Kahvetepe (Şerefiye), Osmaniye, Savaştepe (Lütfiye), Tokatkırı köyleridir. Ancak Aşağıdemirci, Bahçeli, Bakacak, Tokatkırı ve Hacıköy’de muhacirler de yaşamaktadır. Özellikle bugün Tokatkırı bir Çerkez köyünden ziyade bir muhacir köyüne dönüşmüştür. Bu köylerdeki Çerkezler, Adige Çerkezidir ve Kafkasyanın bugün Adige Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Kuban nehri havzasından gelmektedirler. Biga’daki Çerkez köyleri genelde 1870’li yıllarda kurulmuşlardır ve Muhacir köylerine nazaran 5-10 yıl kadar daha eskidirler.
Kumuk Köyleri
Kaynak: Prof.Dr.Kemal GÖZLER, Biga’da doksanüç muhaciri köylerin kuruluşu, Yeniçiftlik Örneği
Yerli olmayan köyler arasında dördüncü grubu Kumuk köyleri oluşturmaktadır. Biga’da, Akköprü, Aziziye, Doğancı ve Geyikkırı olmak üzere 4 tane Kumuk köyü vardır: Ancak Doğancı ve Geyikkırı’da Bulgaristan muhacirleri de yaşamaktadır. Biga’daki Kumuk köylerinin Dağıstan’ın, Aksay ve Moğaçkale bölgelirinden geldikleri söylenmektedir.
Çeçen Köyleri
Kaynak: Prof.Dr.Kemal GÖZLER, Biga’da doksanüç muhaciri köylerin kuruluşu, Yeniçiftlik Örneği
Biga’da yerli olmayan köyler arasında iki de Çeçen köyü vardır. Bunlar Çınardere ve Çınarköprü’dür. Çeçenler Dağıstan’dan gelmişlerdir. Her iki köyde de bugün Bulgaristan muhacirleri de yaşamaktadır.